Bir Dokunuş Onlarca Ölüme Sebep

Altın zehirli ok kurbağalarının derileri zehirli bir salgı ile kaplıdır. Deri ile temas düşmanın zehirlenmesi için yeterlidir. Güney Amerika yerlileri avlanmak için kullandıkları okların uçlarını bu kurbağaların derilerine sürdüğü için ok kurbağası adını almışlardır. Altın zehirli ok kurbağası dünyanın en zehirli kara hayvanıdır.1 mg zehiri 10.000 fare, 15 insan ve 2 yetişkin Afrika filini öldürebilecek güçtedir.

Kadınlar Örüntü Tanımada Neden Daha İyi?

Kadınların örüntü tanımada erkeklerden daha iyi olduğu bilinmektedir. Örüntü tanıma çeşitli karmaşık dizgilerden anlamlı bütün çıkarmaktır. Bu yetenek ses örüntülerini anlamada da geçerlidir. Bir annenin telefondan çocuğunun sesindeki burukluğu anlamasını buna bağlayabiliriz.Bu beceri kadınlar için oldukça gerekli bir beceridir. Kadınlar çocuklarını yetiştirmede erkeklere göre daha fazla yatırım yapmaktadırlar bu nedenle bu örüntü tanıma becerisi kadınlara çocuklarının seslerindeki en ufak farklılıkları dahi anlayarak eylemlerini bu farklılıklara göre gerçekleştirmesini sağlar.

Aşk Ne Kadar Mümkün?

Aşık olduğumuzda vücudumuzda bir takım değişiklikler olur. İlk olarak feniletilamin dediğimiz bir madde salgılanır, bu madde aşkın ve sevginin oluşmasında rol oynar, ayrıca fenilatilaminin çikolata yedikten sonra da az miktarda salgılanması söz konusudur. Daha sonra mutluluk hormonu olarakta bildiğimiz serotonin salgısı azalır bu da takıntı devresine gir ve aşkının peşinden koş algısına neden olur. Aynı zamanda dopamin, adrenalin ve nöradrenalin miktarlarındada artış gözlenmektedir. Tahmin edebileceğimiz gibi aşık olduğumuz kişiyi her gördüğümüzde bu değişiklikler meydana gelmiyor, zamanla azalıyor. Ama ömür boyu sürecek bir aşk yaşamak istiyorsanız bu da "kortikal aşk" ile mümkün. Aşkın sürekliliğini sağlayabilmek için aşıklar arasında amaç birliği olması şart, gelecek üzerinde plan yapabilen tek canlı türü olarak iki kişinin aynı hedef doğrultusunda ilerlemesi aşkın ömrünü uzatıyor.

Kadın ve Erkek Beynindeki Farklılıklar

Kadın ve erkeğin birçok yönden farklılıkları olduğu gibi bu farklılıklar beyin işleyişinde de kendini göstermektedir.Örneğin kadın beyni kadınlara daha ayrıntılı düşünme, çevresel uyaranları daha iyi değerlendirme, sesleri analitik olarak daha iyi çözümleme ve yüzleri tanımada daha iyi olmak gibi özellikler sağlarken erkek beyni erkeklere daha genel düşünme, daha kolay risk alabilme, ve yeniliklere daha açık olma gibi özellikler sağlar. Aynı zamanda erkeklerin duygusal empati kurma becerileri kadınlara oranla daha zayıftır. Bunun sebebi erkek beyninin sorunların duygusal yönlerine odaklanmaktan çok  bu sorunların çözümüne yönelik bir odaklanma sergilemesidir.

Çağımızın Hastalığı Alzheimer

 Alzheimer hastalığının ilk belirtileri  küçük hafıza kayıplarıdır daha sonra bilişsel yeteneklerde kayıplar, beceri gerektiren işlev kayıpları şeklinde ilerler. Ama bildiğimiz gibi her yaşlanan insanda Alzheimer belirtileri görülmüyor bunun nedeni araştırılıyor ve Alzheimer beyinde fiziksel hasar bıraksa bile bazı kişilerde Alzheimer'ın bilişsel semptomlarına rastlanmıyor. Araştırmalar gösteriyor ki sorumluluğa sahip olma, yeni beceriler öğrenme, yeni sosyal ilişkiler kurma, yani beyni aktif tutacak her aktivite Alzheimer'in etkilerinden koruyor. Beynin A bölgesi hasar gördüyse, B bölgesi işi devralıyor ve hasar verecek etkiler görünmüyor bu da beynin plastisite özelliğinden kaynaklanıyor. Yani beynimizi her zaman aktif tutarsak ilerki yaşlarımızda Alzheimer'a yakalanma riskimizi en aza indirgemiş oluruz. Atalarımızın da dediği gibi işleyen demir pas tutmaz.

İkna Etmenin Şaşırtıcı İpuçları

İkna etme yeteneğinizi konuşmanızda birkaç değişiklik yaparak arttırabilirsiniz. İkna edeceğiniz birey karşısında kesintisiz, kekelemeden ve biraz da hızlı konuşmak o bireyin ikna olma olasılığına arttırır. Hızlı konuşmak diğer bireyler tarafından daha bilgili olarak algılanmanızı sağlar. Böylece o bireyleri ikna etmenizi kolaylaşır. Ancak bu hızlı konuşma karşınızdaki bireyin sizin ne dediğinizi anlamamasına neden olacak kadar aşırı olmamalıdır.

Çocuklar Yalan Söyleyemez

Çocuklar 5 yaşına kadar yalan söyleyemezler bunun nedenine ise psikolojide "benmerkezcilik" (kendine odaklanma) denir. Benmerkezcilik kişinin kendi bakış açısıyla başkasının bakış açısı arasındaki farkı algılayamamasıdır. Çocuklar kendilerini dış dünyadan ayıramazlar yani kendileri o an ne görüyorsa onun için herkes aynı şeyi görüyordur. Yani çocuk yalan söylediğinde herkesin onun bildiğini, gördüğünü sandığından yalan söyleme davranışı gerçekleşmez. Ayrıca saklambaç oynayan küçük çocuklara dikkat ederseniz bir çoğu kafalarını saklar ama vücutları dışarıdadır yine bunun nedeni de "benmerkezci" düşünceden geçer.

Yardım Sorumluluğumuzu Görmezden Geliyoruz

Zor bir durumda olsaydınız ve çevrenizdekilerden yardım isteğinde bulunsaydınız sizce çevrenizde çok kişi olduğunda mı yoksa sadece bir kişi olduğunda mı yardım alma olasılığınız daha fazla olurdu? İlginçtir fakat çevrenizde daha az kişi olduğu zaman yardım alma olasılığınız daha fazladır. Bunun sebebi çevrenizde çok kişi olduğu zaman bu kişlerin üstüne düşen sorumluluğu diğer bireylere aktarmasından kaynaklanır. Sosyal psikolojide bu olgu sorumluluğun dağılması olarak adlandırılır.




Kaynak: Prof. Dr. Cem Şafak ÇUKUR

Beyni Çalışmaya Teşvik Eden Enstrüman

Müzik dinlerken beynin bir çok bölgesinin aktive olduğunu biliyoruz, peki herhangi bir enstrüman çalarken beynimizde neler oluyor? Enstrüman çalan insanlardaki iki yarıküreyi birbirine bağlayan corpus callosum diğer insanlarınkine göre hacimsel olarak daha büyük bu da demek oluyor ki bu insanlar iki yarıküre arasında daha güçlü bağlantılar yapabiliyor. Enstrüman çalan insanlar daha detaylı, stratejik ve planlı düşünme becerilerine sahip. Ayrıca enstrüman çalan insanların sosyal ve akademik ortamlarda sorunlarla daha iyi başa çıktığı gözlenmiştir. Tüm bunların nedeni ise enstrüman çalmak için beynimizin işitsel, görsel ve motor kortekslerinin uyumlu bir şekilde çalışması gerektiğidir.

Güneş Sinirlenmenize Sebep Olabilir

Güneşe bakarken refleks olarak gözümüze daha az ışık girmesi için gözlerimizi kısar ve kaşlarımızı çatarız.Ancak bu yüz ifadesini sadece güneşe bakarken değil sinirli olduğumuz zamanlarda da sergileriz. Bundan dolayı uzun süre güneşe bakmak kaşlarımızın uzun süre çatık kalmasına neden olduğu için beynimiz bir süre sonra yüz kaslarından gelen bu yüz ifadesinin bilgisini sinirlilik ile bağdaştırır ve böylece kişinin kendisini sinirli hissetmesine sebep olur.
Kaynak: Değişen Beynim( Sinan Canan)

Psikolojik Olarak Sarhoş Olmak Mümkün mü?

Alkolün beynimizdeki ödül verme sisteminde yani nukleus akumbenste dopamini arttırma özelliği vardır. Zevk vermesinin nedeni bundan kaynaklanır. Bildiğimiz gibi bir kere dopamin salgılandıktan sonra aynı işlevin tekrarlanması için beyin sürekli olarak emir verir, bu nedenle alkol alım davranışı tekrarlanır. İlginç olan şey ise alkolün kimyasal etkilerinden çok psikolojik etkilerinin olmasıdır. Psikologların yaptığı bir deneyde deneklerin yarısına alkol diğerler yarısına ise içinde alkol olduğu söylenen bardaklarda yalnızca tonik verilmiştir. Deneyin sonuçları ise şaşırtıcıdır, iki gruptaki deneklerden alınan sonuçlar aynıdır. Alkol aldığınıza inanmanız bile sizi sarhoş olduğunuza inandırıp cinsel uyarım ya da saldırganlık gibi etkileri ortaya çıkarmanıza neden olabiliyor.
Kaynak: İnsan Beyni (Robert Winston)

Felç Olduğunuzun Farkında Olamayabiliyorsunuz

Anosognosia bireyin beyninin sağ yarıküresindeki somatik duyu korteksinin felç olmasından dolayı vücudunun sol tarafını hareket ettirememesi durumudur. Ancak bu bireyler felç olduklarının bilincinde değildirler. Örneğin bu durumda olan bir bireyden sol kolunu kaldırması istenildiğinde bu birey "bu gün canı pek kalkmak istemiyor" gibi şaşırtıcı cevaplar verebilir. Fakat bu yanıtı mizah yapmak için değil kişi felç olduğunun gerçekten farkında olmadığı için verir. İşin ilgin yanı beynin sol yarıküresindeki somatik duyu korteksi felç olan bireylerde bu bilinçsizlik durumu görülmez.

Kör Bireyler Duygusal İçerikli Görselleri Nasıl Algılayabiliyor?

Kortikal körlük tüm görme yolları çalışmasına rağmen görme yollarındaki sinirlerin (optik sinir) son durağı olan oksipital lobu herhangi bir sebepten dolayı çalışmayan bireylerin yaşadığı körlüktür. Bu bireylerin herhangi bir nesne, cisim vb şeyleri görmesi mümkün değildir. Ancak işin ilginç yanı bu optik sinirler oksipital loba gitmeden önce talamus denilen bölgeden geçtiği için bu kişiler görmenin duygusal bileşenlerini algılayabilirler. Örneğin bu kişilere üzüntülü bir yüz ifadesi gösterildiğinde gösterilen yüzü göremiyorlar ancak üzüntü duygusunu algılayabiliyorlar.

Erkekler Neden Duygularını İfade Edemez?

Kadın ve erkeklerin düşünce duygu ve davranışları çok farklı peki bunun nedeni farklı beyin yapıları olabilir mi? Beynimiz sinir hücreleri arasında sayısız bağlantı yapıyor, bu bağlantılar kadın ve erkeklerde farklı. Kadınlar daha çok iki farklı beyin lobu arasında bağlantı yaparken erkekler aynı lob üzerinde bağlantı kuruyor. Kadınların sezgilerinin güçlü olması, detaycı düşünebilmeleri, erkeklere oranla daha fazla konuşmaları ( sözel alanlarda erkeklerden iyi olmaları), erkeklerin ise daha mantıklı kararlar alabilmesi, analitik düşünme becerilerinin gelişmesi, yön bulabilme gibi yeteneklerinin daha iyi olması farklı beyin yapılarından kaynaklanıyor. Ayrıca iki lob arasında bağlantılar kuran corpus calllosumun kadınlarda ortalamadan daha büyük olduğu bulunmuştur bu da yine daha fazla nöron bağlantısına işaret etmektedir. Kimi kaynaklara göre duygusal işlemler daha çok sağ yarıkürede, duyguları ifade edebilecek sözel yetenekler sol yarıkürede olduğundan ve erkeklerinde iki lob arasında yaptıkları bağlantının az olmasından kaynaklı erkekler duygularını ifade edemiyor.



Kaynak:İnsan Beyni (Robert Winston)

Beynimiz Bize Yalan Söylüyor

Hafızamız her zaman güvenilir değildir, beynimiz bir şeyleri daha cazip hale getirmek için sürekli bize oyunlar oynar. Buna bir örnek verecek olursak sıkıcı bir toplantı ya da ders esnasında beynimiz karşımızdaki kişinin ses tonunu, söylediklerini daha dikkat çekici hale getirir. Sadece bununla kalsa ilginç olmayabilirdi ama beynimiz aynı zamanda sahte anılar yaratabiliyor, yaşanmamış şeyleri yaşanmış gibi hissettirebiliyor. Hatta bu yaşanmamış anılara olmayan detaylar ekliyor. Hafızamız bir kayıt cihazı gibi sadece kaydetmiyor usta bir yönetmen gibi montajlar yaptırıyor, kurgulayarak senaryolar yazdırıyor. Bazen isteyerek yalan söylemiyoruz, beynimiz bizi kurguladığı sahte gerçekliğe inandırıyor. Burdan bakınca şizofreni gibi görünsede hepimizin başına gelen aynısı. Algılarımızın sınırları içersinde kendi gerçekliğimizi inşa ediyoruz.

Alkol Tüketiminin Beynimizdeki Kalıcı Etkileri

Birçok insanın yaşamı boyunca bir defa da olsa deneyimlediği alkol kullanımı beynimizde kalıcı hasarlar bırakabiliyor. Örneğin genç yaşlardaki bireylerde beyin gelişimi henüz tamamlanmadığı için bu bireylerin alkol kullanması beyindeki analitik akıl yürütme (süperior frontal korteks), hafıza (hipokampus) ve hareket kordinasyon (cerebellum) merkezlerinde kalıcı hasarlara neden oluyor. Uzun süreli ve yüksek miktarda alkol kullanan bireylerin el veya ayaklarının istemsizce titremesi alkolün cerebelluma verdiği zarardan kaynaklanır ve alkolün zararlarının gözle görülebilir bir örneğidir.



Kaynak: Doç. Dr. Sinan CANAN

Tuvaletlerde Neden Reklam Afişleri Vardır ?

Alışveriş merkezleri, dinlenme tesisleri gibi yerlerdeki tuvaletlerde niçin reklam afişlerinin yer aldığını biliyor musunuz? Bunun sebebi insanların rahatlama ve sakinleşme gibi olumlu durumlarında maruz kaldıkları uyarıcıları daha kolay akılda tutmalarından kaynaklanır.Aynı zamanda birey bir koşullanma sürecinden sonra o andaki rahatlama hissini reklam afişi ile bütünleştirebiliyor ve daha sonra bir başka yerde o reklam afişini gördüğünde bireyde rahatlama hissi meydana geliyor. Böylelikle bireyde o reklama karşı pozitif duygular oluşuyor.

Nasıl Daha Kolay Öğreniriz?

Öğrenmenin ve hafızanın beynin hipokampus bölgesiyle ilişki içersinde olduğunu biliyoruz. Çünkü hipokampus uzun süreli ve kısa süreli hafızayı kontrol eder. Ancak sadece hipokampusle ilgili değildir duygusal hafızayı kontrol eden ise amigdaladır. Duygusal hafıza ile öğrendiklerimizi daha kolay hatırlarız, olay esnasında duygusal tepki ne kadar fazlaysa öğrenmede o kadar kolay olur. Mesela bir yakınını uyuşturucudan kaybetmiş bir kişinin, uyuşturucunun zararları konusunda verilen bir konferanstan bir şeyler öğrenmesi diğerlerine göre daha kolaydır. Öğrenme dediğimiz kavram hayatımızın her yerinde, peki nasıl öğrenme faaliyetini arttırabiliriz? Sağlıklı beselenme, düzenli uyku, spor yapmak, bulmaca çözmek öğrenmeyi olumlu etkileyen faktörler arasında ayrıca enstrüman çalan ve spor yapan çocukların akranlarına göre derslerinde daha başarılı olduğuna dair birçok çalışma vardır. Kitap okuma durumunda ise beynin sağ ve sol lobları birlikte gelişir çünkü sol taraf ile cümlelere anlam verirken sağ taraf ile hayal ederiz. Amigdala yardımıyla öğrenilen bilgilerin daha kalıcı olduğundan söz etmiştim, öğrenmek istediğiniz şeye duygusal anlam yüklemekte öğrenmeyi kolaylaştırır, mesela bir telefon numarasını ezberlerken doğum tarihinizle ilişkilendirirseniz ezberleme kolaylaşır.

Renkler Beynimizde Neleri Çağrıştırıyor?

Gördüğümüz renklerin beynimiz üzerinde önemli bir etkisi vardır. Örneğin kırmızı renk acıktırır, testosteron salgılanmasını tetikler ve sinirli bir hal almamıza sebep olur. Ayrıca lacivert renk insanda ciddiyet ve güven duygusu oluştururken sarı renk geçiciliğin simgesidir aynı zamanda sakinleşmemizide sağlar. Bu tarz bir etkinin ortaya çıkmasının sebeplerinden birisi günlük hayatta farkında olmadan maruz kaldığımız uyarıcılardır. Örneğin insanların üreme faliyetleri bulundukları esnada fizyolojik tepkilerden dolayı yüzleri kızarmaktadır ve karşı cinsi daha hoş bulmaktadırlar. Bu tepki günlük hayatta dişiler tarafından allık kullanımı ( daha kırmızı bir görünüm için) ile taklit edilir ve karşı cins tarafından daha hoş bulunmaları sağlanır.

Kaynak: Doç. Dr. Sinan Canan

Ahlak Beynin Neresinde ?

Geçmişten günümüze bir çok vaka beyinlerinin ön kısmı (frontal lob) hasar gören bireylerin toplumsal ahlaki kurallara aykırı davranışlar sergilediğini bizlere göstermiştir( örneğin; Phineas Gage vakası). Ancak bu vaka çalışmalarındaki bireylerin bazı farklılıkları ilginç bulgular ortaya çıkarmıştır. Örneğin frontal lobu çok küçük yaşta hasar görmüş bireyler toplumsal ahlak kurallarını öğrenemediği için uygulayamamaktadır ancak frontal lobu daha geç yaşlarda örneğin yetişkinlik döneminde hasar görmüş bireyler toplumsal ahlak kurallarını bilmekte fakat bu bölge hasar gördüğü için bu ahlaki kuralları uygulayamamaktadır.


Kaynak: Antonıo R.Damasıo Descartes'n Yanılgısı

Çocukları İlgisiz Bırakmak Beyin Gelişimlerine Engel

Bebek ve küçük çocukların kafalarının vücutlarına oranla daha büyük olduğunu farketmişsinizdir. Bir bebek 100 milyar nöron ile doğar. Çocuk beyni ilk 5 yıl içinde katrilyon bağlantı kurar, bu yetişkinlere oranla kat kat fazladır. Bu bağlantılar ise çocuğun kurduğu her bir etkileşim ile ortaya çıkar. Çocuk bu etkileşimleri kurarken özellikle annenin varlığı çok önemlidir, anne çocuğun bilişsel, sözel gelişiminin en önemli parçasıdır. Çocuklukta ve bebeklikte bazı kritik dönemler vardır, gelişimin sağlanabilmesi için bu kritik dönemler içerisinde çocuğa yeterli uyarıcının verilmesi gerekmektedir.İlgisiz ailelerde ve çeşitli yetiştirme kurumlarında büyümek zorunda olan çocuklarda geç konuşma eğilimi, bağlanma problemleri, hiperaktivite, öğrenme güçlüğü gibi problemlerin görülmesi gelişmemiş beyin işaretlerini verir. Tüm bunların nedeni ise ilgisizliktir. İlgisizlikten kaynaklı nöronlar doğru bağlantı kuramaz.Yaşantı eksikliği(deneyim) ve sosyal etkileşimler çocuğun beyin gelişimi ve kimlik oluşumu açısından hayati önem taşır, kim olduğumuz yaşamımızın ilk yılları ile çok bağlantılıdır.

Zaman Algımız Neden Farklı ?

Bireylerin zaman algısının farklılaşmasında yer çekiminin önemli bir etkisi vardır.Yer küreden uzaklaştıkça bireylerin zaman algısının kısaldığı gözlemlenmiştir. Örneğin bir gökdelenin en üst katında oturan birey için zaman, gökdelenin en alt katında oturan bireye daha hızlı geçmektedir. Zaman algısı ile ilgili diğer bir ilginç tespit ise beynimizin çok sayıda uyarıcıya maruz kaldığı durumlarda yada daha fazla bir aktivite göstermesi gereken durumlarda zaman algımızın uzadığıdır. Kısacası beynimizin daha fazla çalışması gereken durumlarda bizim için zaman geçmek bilmez. Sıkıcı ve zor bulduğumuz derslerde zamanın niye hiç geçmek bilmediğini şimdi daha iyi anlayabiliriz.

Yeni Sinir Hücreleri Üretmek Senin Elinde

Son yıllarda yapılan çalışmalara göre yetişkinlerde yeni sinir hücreleri üretebiliyor buna sinir hücresi üremesi(neurogenesis) adı veriliyor. Yetişkinlerde günde ortalama 700 sinir hücresi beynin hipokampus adını verdiğimiz bölgesinde üretiliyor. Hipokampus bildiğimiz üzere ruhsal durumumuzu belirleyen, öğrenme, bellek, duygular üzerinde etkin rol oynayan hayati öneme sahip bir bölge. Yani eğer yeni sinir hücresi üretimini engelleyecek bir şey yaparsak hipokampuste bazı bellek sorunlarına yol açacak oluruz. Aynı zamanda uzun süreli stres ve depresyonda hipokampusun hacminin küçülmesine neden olur. Son yıllarda yapılan çalışmalara göre kanser ilaçlarının sinir hücresi üretimini durdurduğu tespit edilmiş, buna bağlı olarak kanser hastalarında kronik bunalım gözlenmiş.Bununla ilgili güzel bir haber ise yeni sinir hücrelerinin üretimini sağlamak ya da engellemek bizlerin elinde :) Sinir hücresi üretimini arttıran şeyler: Yeni bir şeyler öğrenmek, koşmak, günlük alınan kalori miktarını %20-%30 azaltmak. Engelleyenler ise: Strese maruz kalmak, alkol tüketmek(kırmızı şarap hariç),doymamış yağ oranı yüksek gıdalar tüketmek ve uyku eksikliği. Gördüğümüz gibi beslenme biçimimiz ve hayat tarzımız sinir hücrelerimizi etkiliyor, ruh durumumuzun belirlenmesinde etkin rol oynuyor.

Hayvan Beslemenin İnanılmaz Faydaları

Yapılan araştırmalara göre evcil hayvan beslemenin bir çok faydası var.

• Hayvan beslemek stresi azaltır.
• Hayvan besleyen çiftlerin birbirleriyle daha sık ve sağlıklı iletişim kurdukları gözlenmiştir. (Hayvanlarıyla kurdukları iletişim sıklığıyla doğru orantılı olduğu düşünülüyor)
• Hayvan besleyen yaşlılar daha uzun yaşıyorlar bunun nedeninin ise yalnızlık, depresyon gibi şikayetlerinin olmaması olabilir.
• Hayvan sahibi olan çocuklar daha az alerjik reaksiyonlara yakalanıyor, çünkü bağışıklık sistemleri güçleniyor. Ayrıca bu çocuklarda empati kurma, paylaşımda bulunma gibi duygusal zekayı geliştiren davranışlar daha çok gözleniyor.
• Gençlerde ve çocuklarda sorumluluk duygusunun gelişmesinde rol oynuyor.(Onlara bakarken birçok sorumluluk aldıkları için)
• Hayvan sahibi olan insanlar daha az strese, daha düşük kan basıncına ve kolestrole sahiptirler. Ayrıca sigara alkol gibi zararlı alışkanlıklara sahip olma oranları diğer insanlara göre daha düşüktür.
• Sevmek, sevilmek endorfin hormonunun salgılanmasına neden olduğu için ve endorfininde ağrı kesici etkisi bulunduğundan hayvan beslemek ve onları sevmek kronik ağrıları azaltıyor.

Öğrendiklerinizi Daha Kolay Hatırlamanızı Sağlayın

Ders çalıştıktan sonra içilen kahve beyninizdeki sinaptik bağlantıları kuvvetlendirir ve o ders esnasında öğrendiğiniz bilgilerin daha kalıcı kodlanmasını sağlar. Yani ders sonrası bir fincan kahve içmek öğrendiğiniz bilgilerin hatırlanmasını kolaylaştırır. Ders çalışmadan önce içtiğiniz kahve ise sadece daha uyanık bir durumda olmanızı sağlar. Ancak unutulmamalıdır ki günde 300 ml den fazla kahve içmek zararlıdır ve daha yüksek miktarlarda kahve tüketimi ise kafein bağımlılığına sebep olabilir.

Müziğin Beynimize Etkisi

İlginçtir bir konuşmayı dinlerken beynimizin sol yarıküresi daha aktif çalışır ancak müzik dinlediğimizde işler değişir ve sağ yarıküre daha aktif çalışmaya başlar. İşin daha ilginç tarafı ise müzisyenler gibi müzik ile haşır neşir olan kişiler sürekli pratik yaptıkları için müzik dinlediklerinde de bir konuşmayı dinlediklerinde de sol yarıküreleri daha aktif çalışır. Buradan da anlaşılacağı gibi sol yarıküremiz analitik düşünme, sterotipik ve bütüncül algı gibi fonksiyonlarda sağ yarıküremiz ise yenilikçilik, sanatsal ve indirgemeci algı gibi fonksiyonlarda daha aktif bir göreve sahiptir.

Sizce Samimiyet Kaç Kişilik ?

Yapılan araştırmalar insanların dengeli sosyal ilişkide bulunabileceği insan sayısının 150 olduğunu göstermiştir. Yani bir insanın düzenli olarak iletişim halinde bulunabileceği maximum insan sayısı 150 olarak bulunmuştır.Bu sayı bilim litaretünde Dunbar sayısı olarak bilinir. Sosyal medyada yer alan yüzlerce arkadaşlık ilişkilerimizin o kadar da gerçekçi olmadığını dunbar sayısı sayesinde daha iyi anlayabiliriz.

Kendinizi İyi Hissetmeniz İçin Sarılın

Kişiler birbirlerine sarıldıklarında beynin hipofiz bezinden oksitosin dediğimiz sosyal bağlılığı sağlayan bir hormon salgılanır ve böylelikle sarılmak sıcak ve samimi duygular oluşturarak kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar. Gün içindeki gerginliğinizi biraz olsun atmak için sevdiklerinize bol bol sarılarak kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayabilirsiniz.

Masa Tenisi Oynamak Sinir-Bilimsel Olarak İmkansız

 Masa tenisi oynamak sinir hücrelerinin yeniden yapılanmasına yardımcı oluyor, sinir hücreleri arasındaki ilişkiyi düzenleyerek hızlı tepki verme ve konsantrasyon yeteneklerini geliştiriyor aynı zamanda ani ve doğru karar verebilme, görsel algı yeteneğinin gelişmesinde de yardımcı oluyor. Bunlara karşın son yapılan araştırmalar gösteriyorki masa tenisi, beyzbol ve tenis gibi sporları yapabilmek sinir-bilimsel açıdan İMKANSIZ, topa rakip tarafından vurulduğu andan itibaren geçen süre sizin doğru refleksi verebilecek kapasitenizden çok daha kısa, bu yüzden oyuncular topu takip etmek yerine rakibin beden hareketlerine bakarak topun ne yönde hangi hızda gelebileceğini tahmin ederek oynarlar.

Fast Food Beyni Zehirliyor

Fast food alışkanlığı öğrenme ve bellek sorunları yaratıyor, beyin hücrelerini zehirliyor. Yapılan araştırmalara göre Tip3 diyabet denilen diyabet türünde beyin dokusu insüline direnç kazanıyor ve beyinde ciddi hasarlara yol açıyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar yanlış beslenmenin ALZHEIMER hastalığının bile tetikçisi olabileceği yönünde. Bir başka araştırmaya göre ise yanlış ve yüksek kalorili beslenme beynimizdeki gri maddenin(miyelinli nöronlar) azalmasına yol açıyor.

Aşıklar Neden Sakar Davranışlarda Bulunur?

Aşık bireylerin aşık olduğu kişiyi karşısında gördüklerinde ellerinin ayaklarına dolaştığını, sakar davranışlarda bulunduklarını görmüş veya bizzat kendinizde deneyimlemiş olabilirsiniz. Bunun sinir bilimsel açıklaması plan yapma, karar verme, düşünme gibi fonksiyonlarının yanı sıra beden hareketlerini planlama gibi görevleri olan ve beynin ön kısmında bulunan frontal bölgenin o esnada baskılanmasıdır. Bu baskılanma aynı zamanda aşık olduğunuz kişilerin sadece olumlu özelliklerini görüp olumsuz özellikleri yokmuş gibi algılamanıza da sebep olur.

Ter Kokunuz Ruh Durumunuzu Belli Ediyor

 Yapılan araştırmalar bireyin ruh durumunun ter kokusuna yansıdığını göstermiştir. Yani sizin ter kokunuzu algılayan diğer bireyler sizin ruhsal durumunuz hakkında doğru çıkarımlarda bulunabiliyor ve bu olay ter kokunuza işleyen feromon sinyalleri dediğimiz sinyaller sayesinde gerçekleşiyor.

Başınız Neden Ağrıyor?

 Başınızın ön tarafı(frontal lob) ağrıyorsa, uykusuz kalmış olabilirsiniz veya uyku düzeninizde bozukluklar olabilir, daha fazla uyuyun ya da uykunuzu ve uyku saatlerinizi düzenleyin.
 Başınızın üst tarafında ağrılar hissediyorsanız vücudunuz susuz kalmış olabilir, su için.
 Başınızın arka tarafları(oksipital lobunuz) ağrıyorsa hayatınızdaki stres kaynaklarını azaltın.

Bayanların En Çok Beğendiği Koku

Yapılan araştırmalar 4 diş sarımsak yedikten sonra bedenden salınan kokunun bayanlar tarafından en beğenilen koku olduğunu göstermiştir. Sarımsağın ağızda oluşturduğu koku bayanlar için her ne kadar itici gelsede sarımsak yedikten sonra bedenden salınan kokunun bayanların en hoş buldukları koku olduğu araştırmalar ile de kanıtlanmıştır.

Kaynak:http://www.foodbeast.com/news/garlic-smell-attraction/
(Garlic breath might scare away the ladies, but garlic body odor will keep them wanting more. Men who eat a sizeable amount of garlic smell more attractive to women, a new study finds.)

Her Şey Merakla Başlar

- I have no special talents. I am only passionately curious.
(Özel bir yeteneğim yok, sadece tutku derecesinde meraklıyım)
-  Curiosity has its own reason for existing.
( Merakın var oluş nedeni kendindedir.)


                                                                                                             -Albert Einstein

Sağlam Kafa Sağlam Vücutta Bulunur

Hareketli Vücut=Hareketli Beyin Fonkiyonları

• Daha fazla kan, daha fazla oksijen anlamına geldiği için egzersiz yapan bir kişinin beyin hücreleri daha iyi beslenir.
•  Dopamin, serotonin, norepinefrin gibi salgılar da egzersiz ile birlikte artar. Dolayısıyla egzersiz yapmak bir miktar Prozac, bir miktar da Ritalin almak gibidir.
•  Egzersiz Alzheimer'ı, dikkat eksikliğini, hiperaktivite sendromunu ve diğer bilişsel hastalıkların ortaya çıkışını geciktirir ve engeller.

Bağırsak Parazitleri Ruh Durumunuzu Etkiliyor

Bağırsak parazitlerimizin ruh durumumuz üzerinde etkisi vardır.Yapılan araştırmalar psikoza (duygu ve düşüncenin büyük oranda bozulması) sahip bireylere sağlıklı bireylerden dışkı transferi edilmesi yolu ile psikotik belirtilerde iyileşme olduğunu göstermiştir. Daha kısa bir ifade ile belirtecek olursak dışkımızda bulunan parazitler psikolojimizi olumsuz etkilemektedir diyebiliriz.

Uyku Kaçıran Teknoloji

Yapay ışıklar beynimizdeki melatonin (uyku hormonu) salgılanmasını azaltır. Bu yüzden yatmadan önce kurcaladığımız telefon vb. aletlerin yüzümüze vuran ışıkları melatonin salgılanmasını azaltır böylelikle uykumuz bozulur ve daha geç uyuruz. Ancak doğal ışıkların böyle bir etkisi yoktur. Bundan dolayı dolunay altında yatarken rahat bir şekilde uyku durumuna geçeriz.  

Dil Öğrenmek Neden Gerekli?

                      

•  Beyindeki dil merkezleri, başarılı dil öğrenmenin bir sonucu olarak gelişiyor ve büyüyor. Ne kadar iyi öğrenirseniz, beynin bu hayati bölgeleri o kadar çok gelişiyor ve büyüyor. (Mårtensson et al., 2012).
•  İki dillilik, Alzheimer hastalığına yatkın kişilerde hastalığı yaklaşık 5 yıl erteliyor. (Craik et al., 2010). Oldukça inanılmaz görünüyor, ama yeni çalışmalar da bu sonucu destekler nitelikte. Bu şöyle özetlenebilir: Başka bir dil öğrenmenin bunama üzerindeki etkisi, en yeni ilaçlarla elde edilebilecek etkiden çok daha yüksek.
•  İki dilli olmak daha gelişmiş dinleme becerilerini de beraberinde getiriyor. Çünkü beyin iki ya da daha fazla dilde yer alan farklı tipteki sesleri ayırt etmek için daha fazla çalışmak zorunda kalıyor. (Krizman et al., 2012).
•  Hafızayı güçlendirir.
•  Dikkati artırır.
•  Anadilinizi geliştirir, ikinci bir dil öğrenmek dikkatinizi dilin soyut kurallarına ve yapısına vermenize sebep olacağı için kendi dilinizde de daha iyi olmanızı sağlayabilir. Geoffrey Willans’ın dediği gibi, “Bir dili iyi anlamak için en az iki dili anlamanız gerek.”

52 Hertz Balinası (Yalnız Balina)

 Yalnız balina türlerinden başka bir dilde konuşuyor, diğer balinalara göre farklı bir ses frekansı yaydığı için denizde fark edilmiyor. Normal bir balinanın çıkardığı ses aralığı 15-25 hertz arası değişirken onunki 52 hertz.

 

Balina çıkardığı özel ses sayesinde bilim adamları tarafından kolayca takip ediliyor. Ancak balinanın neden bu frekanstaki sesi çıkardığını kimse açıklayamıyor.

Tahminler iki farklı türün birleşmesinden meydana gelen bir melez olduğu yönünde. Bir kriptozoologa göre '52 hertz' balinası sandığımızdan çok uzun süredir yalnız. Türünün rastlanan tek örneği yıllardır şarkısını kendi cinsinden bir balinayı bulmak için söylemeye devam ediyor.

İklim Koşulları Bedenimizi Değiştiriyor

Soğuk iklimde yaşayan bireylerin ekstremiteleri (kol ve bacakları) sıcak iklimde yaşayan bireylere göre daha kısadır, burunları ise daha dar ve çıkıntılıdır ve yine bu bireyler sıcak iklimdeki bireylere göre daha iridirler.Daha iyi anlamak açısından kutup ayıları ile develerin arasındaki beden farklılıklarına bakmak faydalı olacaktır.Evrimsel biyolojide bu farklılıklar Bergman, Allen ve Thamson kuralları olarak bilinir.

Zaman Bükülmesi Belgeseli

Zaman kavramıyla ilgili zihnindeki temsilleri degistirmek isteyenlere; muhteşem bakış açısı ile hazırlanmış bir video :) 

Balinaların Evrimi

Balinaların 50 milyon yıl önce karada yaşadıklarını biliyor muydunuz? Bu canlılar evrimsel bir değişim süreci ile ilk başta sadece karada yaşayabilirlerken sonraları timsahlar gibi hem karada hem de denizde yaşayabilme özelliği kazanmışlardır ancak daha sonra bu özellikleride sadece denizde yaşayabilme yönünde evrimleşmiştir.